Page 5 - 5_og_5li_ds
P. 5
4. Geçmişten günümüze gelen, uzun deneyimlerden (yaşanan olaylardan) yararlanarak kısa ve özlü öğütler
veren, toplum tarafından benimsenerek ortak olarak kullanılan kalıplaşmış sözlere “atasözü” denir. Atasözleri-
nin bazılarında mecazlı anlatım söz konusudur.
Buna göre aşağıdaki atasözlerinin hangisinde mecazlı bir anlatım söz konusu değildir?
A) Derdini söylemeyen derman bulamaz.
B) El elin eşeğini türkü çağırarak arar.
C) Komşunun tavuğu komşuya kaz görünür.
D) Lafla peynir gemisi yürümez.
5.
Kök; bir sözcüğün parçalanamayan,
anlamlı en küçük parçasıdır. Sözcüğün
kökü bulunurken sondan başa doğru
ekler çıkarılır, kalan bölüm köktür. Varlık-
ların, kavramların, duyguların ismi olan
köklere “isim kökü” denir. İş, oluş veya
durum bildiren köklere “fiil kökü” denir.
Bu kökler “-mak, -mek” ekini alabilir.
Buna göre aşağıdaki sözcüklerden hangisinin kökü diğerlerinden farklıdır?
A) B) C) D)
Bilgili Koşucu Tuzluk Sevgi
6.
Güneşli bir sonbahar sabahıydı. Perdenin arasından sızan gün ışığının sıcaklığıyla güne uyandı. Önce kollarını
yukarı kaldırarak gerindi, sonra yataktan kalktı. Yavaşça güneşin geldiği yöne doğru yürüdü. Elleriyle dokuna-
rak perdeyi buldu. Perdeyi araladı. Pencereye dokundu ve pencere kolunu bulup pencereyi açtı. Hava diğer
günlere göre daha rüzgârlıydı. Elini pencereden dışarı uzattı ve rüzgârın uğultusunu dinledi.
Bu metinde aşağıdaki duyulardan hangisinden yararlanılmamıştır?
A) Görme B) Dokunma C) Tatma D) İşitme
3