Page 57 - 6_og_5li_ds
P. 57

13.


















                            Ünlü bir komedyen, seyircilerine sunduğu bir gösteride şaka yapar herkes güler.
                            Aynı şakayı tekrar yapar üç beş kişi güler, şakayı bir daha yapar ama bu sefer kimse
                            gülmez. Bunun üzerine ünlü komedyen şöyle der: “Aynı şakaya defalarca gülemiyor-
                            sunuz, bir yerde gülmeyi bırakıyorsunuz. O zaman neden aynı şey için tekrar tekrar
                            ağlıyorsunuz? Acıya da bir kez üzülün, tekrar üzülmeyin. Acılara rağmen hayatın
                            anlamını çıkarın. Her acı biter. Yeter ki sabır gösterelim.”

              Aşağıdakilerden hangisi bu metnin ana düşüncesiyle çelişir?

              A)  İnsana acı gelen şeyler vakit geçtikçe korlaşır ve daha da ağır hâle gelir.
              B)  Büyük acılar,  insanda iz bırakmış olsa da zamanla unutulup giderler.
              C)  Acılar insana başka yerden kısa süreliğine gelen misafir gibidirler.

              D) Hiçbir acı bu dünyaya bizle gelmedi ve bizle de gitmeyecek, acıların hepsi bir şekilde biter.













          14.  Üçüncü kişi ağzıyla anlatımlarda yazar, genellikle duyduğu veya gördüğü şeyleri anlatır. Bu tür anlatımlarda
              çoğu zaman üçüncü tekil şahıs (o) veya üçüncü çoğul şahıs (onlar) ekleri kullanır.
              Aşağıdakilerin hangisinde üçüncü ağız anlatım kullanılmamıştır?
              A)  Dar kapısından başka aydınlık girecek hiçbir yeri olmayan dükkânında, tek başına, gece gündüz kıvılcımlar saçarak çalı-
                şan Koca Ali, tıpkı kafese konmuş terbiyeli bir aslanı andırıyordu. Uzun boylu, iri pençeli, kalın kaslı, geniş omuzlu bir
                pehlivandı.
              B)  Kimse farkına varmadan evden çıktım. Doğruca alet edevatın bulunduğu depoya gittim. Duvara yaslı duran kazmayı
                kaldırıp ağırlığına baktım. İmkânı yok, bunu götüremezdim. Çok ağırdı. Küçük keser de aynı görevi görürdü. Aradığım
                keseri bulup depodan çıktım.
              C)  Kütüphane müdürü, diğer görevlilerin umduğumdan daha anlayışlı çıktı. Orada çalışanlar yeni gelen müdüre ellerinden
                gelen her türlü kolaylığı sağladılar. Müdür de onlara hiç ses çıkarmadı. Herkes birbirine yardımcı olma konusunda elin-
                den geleni yapıyordu.
              D) Bütün o parlak ışıklar, sağa sola savrulup giden şimşekler ve dalga dalga büyüyerek her şeyi yutan karanlık noktalar
                yavaşça kayboldu. Korkarak gözlerini açtı. Saatlerdir balyozla dövülüyormuş gibi zonklayan başının sol yanındaki ağrı-
                nın kalmadığını hissetti.



                                                        7
   52   53   54   55   56   57   58   59   60   61   62