Page 103 - 7_og_5li_ds
P. 103

9.   Bir kişinin gezip gördüğü yerler hakkında bilgi vermesi, kültürlerini, geleneklerini, coğrafi zenginliklerini, insan-
              ların yaşam biçimini edebi bir üslup içerisinde yazıya dökerek anlatmasına gezi yazısı denir.

              Bu bilgilere göre aşağıdaki metinlerden hangisi gezi yazısından alınmış olabilir?
              A)  Macaristan’dan ve Avusturya’dan itibaren içeride ve dışarıda her şey bana değişmiş görünüyordu. Geçilen memleket-
                lerin medeniyet ölçüsü olan vagon-restoran hizmeti ve hat boyunca manzaralar… Sembolist şairlerin bütün o titrek
                hayalleri karşımda hakikat olmuştu: Zümrüt çayırlar ortasında pırıl pırıl akan pembe akşam dereler… Bunların kenarla-
                rında gümüş yaprakları hafif rüzgârlarla oynaşan mesut kavaklar… Oyuncaklar gibi en tatlı renklere boyanmış beyaz tür
                perdeli köşkler. Bunların etrafında otlayan sıhhatli, altın büyük öküzler…
              B)  Atatürk, sağlık sorunları yaşıyordu. Eskiden beri böbrek hastalığı çekmiş olduğunu bilirdik. 19 Mayıs 1919’da Samsun’a
                çıktığı zaman beş altı saatte bir sıcak banyo ile ancak rahat edebilecek kadar rahatsızdı. 1924’te kalp krizi teşhisi konan
                bir göğüs ağrısı geçirmiş ve iki ay perhiz etmişti. Daha sonra 1927’de bir enfarktüs geçirmiştir. Hususi hekimliğini yapan
                Sağlık Bakanı Dr. Refik Saydam müsteşarına:
                 – ‘’Asım, Gazi çok hasta!’’ demişti.
                 O zaman Almanya’dan iki profesör geldi. Uzun uzun kendisini muayene ettiler. Perhiz tavsiye ettiler.
              C)  Bir bayram sabahıydı. Her zamanki gibi en güzel elbiselerimizi giymiş, harçlıklarımızı almış, kendimizi caddelere, sokak-
                lara atmıştık. Yanımda iki arkadaşım daha vardı. Sokakta dolanırken birisi sınıf arkadaşım olan iki kardeşle karşılaştık.
                Kendimizce bayramlaştıktan sonra harçlıklarımızdan bahsetmeye başladık. Bu iki kardeşin ailesi son derece yoksuldu.
                Bizim de durumumuz çok iyi değildi aslında fakat harçlıklarımızı kıyaslayınca çok kötü oldum. O zamanki parayı hatırla-
                mıyorum ama benim 10 liram varsa bu iki kardeşin her birinde 1 lira vardı. O an, çocuk olmama rağmen içim burkuldu.
              D) Bir ikilidir ağlamak ve gülmek. Ağlamak, sanılanın aksine çaresizlik, zayıflık, güçsüzlük demek değildir bence. Gariptir
                belki… Ama ben ne zaman ağlayan birini görsem, içim gerçekten acısa dahi bir miktar da sevinirim. Çünkü üzülmeyi
                becerebilen bir kişi, sevmeyi de bir o kadar iyi becerebilir. Çünkü ağlayabilen bir insan gülmenin o mükemmel kıymetini
                belki de daha iyi anlayabilir. Bilirim ki ağlayan bir kişinin kalbi henüz nasır tutmamıştır.

























          10.  Tezat: Birbirine karşıt düşüncelerin, kavramların, duyguların bir arada kullanılmasıdır. İki karşıt düşüncenin bir
              arada söylenmesidir.

              Abartma (mübalağa): İfadeye zenginlik katmak, ifadenin etkisini artırmak ya da az sözle çok şey ifade etmek
              için kullanılır.
              Buna göre aşağıdaki cümlelerin hangisinde hem tezat hem de abartma sanatına yer verilmiştir?

              A)  Yalnız bir akşamda benim gibi yalnız olan bulutların hasret yüklü selamını aldım.
              B)  Her damlasında bir okyanus var aydınlık ve karanlığın içindeki bu dünyada.
              C)  Derdimi okyanuslar mürekkep, bütün ağaçlar da kâğıt olsa yine de anlatamam.

              D) İyiliğin hüküm sürdüğü bir yerde, kötülüğün ayak izlerini hiçbir zaman bulamazsınız.


                                                        5
   98   99   100   101   102   103   104   105   106   107   108