Page 141 - og_7den_8e_Tur
P. 141

3.

                              Okumayı, yazmayı öğrenmeden önce eline kalem kâğıt aldığında ne
                              yapardın? Resim, değil mi? İşte tıpkı senin yazmayı bilmiyorken resim
                              yapman gibi yazının icadından önce de insanlar, mağara duvarlarına resim
                              yaparak kendilerini ifade ederlermiş. Kaç tane koyun olduğunu not etmek
                              istediğinde bir koyun resmi çizer yanına ise koyunların sayısı kadar çentik
                              atarmış. Böylece koyunların sayısını hafızasından çıksa bile not aldığı yerde
                              dururmuş. Fakat her kelime için bir resim yaptığını düşünsene. Anlatmak
                              istediğini ne kadar zorlukla anlatırdın. Bu yüzden resimler giderek yazılara,
                              yazılar da alfabelere dönüşmüş.



               Bu metnin yazıldığı türle ilgili aşağıdakilerden hangisi doğrudur?
               A)  Kişinin yaşadığı ya da bizzat tanık olduğu olaylar aktarılmıştır.

               B)  Yaşanan bir olay, günü gününe kaleme alınmıştır.
               C)  Karşılıklı konuşma havasında içinde düşünceler samimi üslupla aktarılmıştır.
               D) Düşünceler bir olay örgüsü etrafında dile getirilerek aktarılmıştır.















           4.   Aşağıda bazı söz sanatlarının açıklamaları verilmiştir.
                ➠  Abartma, bir niteliği olduğundan çok üstün veya düşük gösterme sanatıdır.

                ➠  Tezat, birbirine zıt kavram ve durumların bir arada kullanılmasıyla oluşan sanattır.
                ➠  Kişileştirme, insan dışındaki varlıklara insana ait özellikleri verme sanatıdır.
               Buna göre aşağıdakilerin hangisinde açıklaması verilen söz sanatlarından herhangi birine yer
               verilmemiştir?
               A)                                            B)
                   Her güzel şeyin zamanla bittiğini,           Ey başının üstünde dünyayı taşıyan çocuk!
                   “Çocukluğum”dan tanırım.                     Hangi para emeğini karşılasın?
                   Senin bu şehirden gittiğini,                 Ağır değil mi bu omuzlarındaki yük?
                   Karadeniz’in hırçınlığından anlarım.         Sen, sokaklarda doya doya oynayacak yaştasın…



               C)                                            D)
                   Biz bu dünyadan geçip giderken,              Bir de sevda masalım vardı benim…
                   Temiz bir hikâye bıraktık geride.            Sütten ak, güneşten sıcak.
                   Eğilip bükülmeden geçen hayat,               Bir sevdam vardı benim
                   Her şey yerli yerinde…                       Hakikate yakın, yalandan uzak.




                                                         140
   136   137   138   139   140   141   142   143   144   145   146