Page 81 - 8_sf_Nar_Tanesi_5li_Genel_Deneme
P. 81
10. Aşağıdaki metinlerden hangisi bu yapı unsurlarına göre kurgulanmıştır?
Başlık: Zamanında Yapılmayan İş
Olay: Verilen bir işin zamanında yapılması
Zaman: Hafta sonu
Yer: Ahmet Bey’in yeni aldığı ev
Kişiler: Ahmet Bey, boyacı ve Ahmet Bey’in oğlu
A) Ahmet Bey nice zamandır istediği evi nihayet alabilmişti. Bu evi en çok da oğlu için istiyordu. Zavallı, kalabalık şehirde
büyümenin verdiği bütün olumsuzluklarla karşı karşıya kalmıştı. Neyse ki bundan böyle oğlu özgürce top oynayabile-
cek, bahçede küçük domatesler yetiştirebilecek hatta belki çok istediği Labrador cinsi köpeği bile besleyebilecekti. Evin
ufak tefek tadilatları vardı fakat usta sürekli işlerinin çok olmasını bahane ederek onu oyalıyordu. Oysa söz vermişti, hafta
sonu gelecekti ama işte bugün günlerden salıydı ve yine gelmemişti. “Herkes sözünde dursa dünya daha yaşanabilir bir
yer olur.” dedi kendi kendine. Alacağı cevabı bildiği halde yine eli cep telefonuna gitti ve sayısız kere aradığı numarayı
listeden bulup arama tuşuna bastı.
B) Ahmet Bey, dürüst bir adamdı. Hayatta tek emeli, biricik oğluna bu özelliği kazandırmaktı. Her hareketinin oğlu tarafın-
dan takip edildiğini bilir ve ona göre davranırdı. Öğüdün işe yaraması için eyleme dökülmesi gerekirdi. “Yalan söyleme!”
diyen bir babanın sürekli yalan söylemesi nasıl da çelişkili bir durumdu. O hafta sonu da buna benzer bir olay yaşanmıştı.
Boyacı o gün geleceğini söylemiş ama gelmemişti. Sözünü tutmak, Ahmet Bey’in dürüstlük kitabında en önemli say-
faydı. Parasını önceden ödemesine rağmen boyacıyı arayıp artık gelmemesini söylemek kaçınılmaz bir sonuçtu. Evet,
parası gitmişti ancak oğluna paradan daha değerli bir öğüt vermişti.
C) Boyacı, hafta sonu gelip çattığında Ahmet Bey’in yeni evine erkenden geldi. Boya malzemelerini özenle çıkarıp kısa bir
hazırlıktan sonra işe koyuldu. Ahmet Bey’in oğlu da büyük bir merakla boyacının yaptığı işi izliyordu. Bir sihir gibiydi san-
ki. Fırçanın her bir hareketinde duvar, istenilen rengi alıyor, her şey bambaşka bir hale bürünüyordu. Ahmet Bey, elinde
bir tepsiyle çıkageldiğinde vakit öğleye yaklaşıyordu. Tepside yiyecek ve içecek bir şeyler vardı. Boyacıya seslendi:
– Hadi bakalım, biraz ara ver de bir şeyler yiyelim! Boyacı yaptığı işi sürdürdü:
– Henüz yemek vakti gelmedi Ahmet Bey.
– Canım ne olur ha bir saat erken ha bir saat geç. İşte o zaman boyacının ağzından bir filozofu kıskandıracak sözler
dökülüverdi:
– Ben sana bu işi bugün bitireceğime söz verdim Ahmet Bey. Verilen söz, beyaz bir mendil gibidir, yere düştü mü kirlenir,
ne mendilin ne de sahibinin bir değeri kalmaz.
D) Siyah bir kutunun içinden birkaç fırça ve kirli sarı bir bez çıkardı. Duvarın dibinde duran boya kutularını büyük bir özenle
başka bir kaba döktü. Yanında getirdiği bir sopayla döktüğü bu boyaları hem karıştırıyor hem de tinerle inceltiyordu.
Nihayet boyayı yeteri kadar karıştırdığına kanaat getirince sopayı, boya kutusunun yanına bıraktı. Çok iş yapmış da
yorulmuş gibi az ilerideki tuğlanın üzerine oturdu. Yoldan gelip geçenleri seyrediyordu. Evini boyayacağı Ahmet Bey’in
uzaktan görünmesiyle yüzünde bir gülümseme belirdi. Vakit öğleye yaklaşmıştı ve şimdi çay molası vermek için çok
ideal bir zamandı. Daha tek bir fırça bile vurmamıştı duvara ama olsun, nasılsa günler uzundu ve akşama daha çok vardı.
4 3
Deneme