Page 348 - 8_sf_Tane Tane Türkce Defter Kitap
P. 348
Zarf-fiil: dalınca-bakınca-gidip-alıp-yaparak-çıkamayınca 6. Türk bayrakları her yere asılmış, şehir adeta bir gelin
-vererek-olunca-tamamlayıp gibi süslenmişti. (sözde özne)
X. KONU 7. ETKİNLİK
CÜMLENİN ÖGELERİ Seda / Emine’yi
1. ETKİNLİK sen / bu sineği
İstanbul hükümetine taraftar olan mizah dergilerini ilk onlar (gizli özne) / çarpım tablosunu
fırsatta inceleyecek, teknik bakımdan uygun sen (gizli özne) /kaybolan yıllarımı
gördüğü taraflarını alarak düşmanı kendi silahıyla vuracaktı. o (gizli özne) /bu yaz tatilinde Ankara’yı gezeceğim
Saate baktı. Neredeyse sabah olacaktı. 8. ETKİNLİK
Sırtı sızlıyordu ama mutluydu. Masaya başka bir adam Bu rüyayı anlatmamı Ali istedi. (belirtili)
olarak oturmuştu. Başka bir adam olarak kalkıyordu. Kerem olimpiyatlarda altın madalya kazanmış. (belirtisiz)
Artık ciddi bir dava sahibiydi. Bundan böyle olaylara, Bakkaldan aldığım çikolatayı kim yedi? (belirtili)
Antalya’dan bana ne getirdin? (belirtisiz)
insanlara eleştirici gözüyle bakacaktı. Bir Kar yolları kapamadan kışlık yiyeceklerini hazırlardı. (belirtili)
küçük not defteri alıp yazı konularını kaydetmeliydi. 9. ETKİNLİK
Çünkü artık sıradan bir vatandaş değildi. Elinde 1. Kime / 2. Nerede / 3. Nereye / 4. Kimden / 5.kime
iyi kötü bir savaş silahı olan sorumlu insandı. Fakir düştüğünden 10. ETKİNLİK
beri o gece ilk defa sahiden rahat sokakta / İzmir’e / Ahmet’e / anneme / bu şehirde
uyudu. 11. ETKİNLİK
2. ETKİNLİK 1. Çok yorulduğum için eve gider gitmez uyudum.
Bizi yanlış yöne gönderen sendin. (H) Soru: niçin / ne zaman
Bu çınar ağacı bu yörelerde bulunan en yaşlı ağaçtır. (E) 2. Bu eski otobüsle mi o yolları aşacağız?
Gözleri iri iri, saçları kıvır kıvırdı. (A) Soru: neyle
O şiddetli yağmura dışarıda yakalanınca hasta olmuş.(D) 3. Ben senin gibi konuşanları daha önce çok gördüm.
Bu para bize bir iki ay nefes aldıracaktı. (C) Soru:ne zaman / ne kadar
Topladığın mantarlar zehirliymiş. (F) 4. Bana bunu nasıl yaparsın?
Tek çıkış yolumuz kazanmaktır. (A) Soru: nasıl
Çocukların kovaladığı kedi bizim evin kedisiydi. (G) 5. Akşamki davete gelemeyeceğimi dün size bildirmiştim.
3. ETKİNLİK Soru: ne zaman
onayladı / Teknik direktör 12. ETKİNLİK
anlamıştı / Yıldırım Beyazıt 1. Karşı kıyılardan akşamüzeri küçük bir kaz sürüsü geçerdi.
hasta oldu, gitti / Tuna, Fatih 2. Arkadaşımın babasıyla bu konuyu derinlemesine inceledik.
yeryüzünün oksijen kaynağıdır/ Ağaçlar 3. Hiç düşünmeden bütün parasını bize uzattı.
4. ETKİNLİK 4. Bu tepeden güneşin batışını izlemek insana tarif edilemez
Abim ağacın altında kitap okuyor. / Köpek sabaha kadar güzellikler sunar.
havladı. / Yavru köpek mışıl mışıl uyuyor. / Bilim insanları 5. Ayağını yorganına göre uzat, atasözünü hiç duymamış mı?
saatlerdir çalışıyor./ Yıldırım her tarafı gündüze çevirdi. / yüklem özne nesne yer tamlayıcısı zarf tamlayıcısı
Maraton koşucuları çok yoruldu. / Bebek annesine doğru 13. ETKİNLİK
döndü. / Bizim horoz havalı havalı dolaşıyor. eylülde / az önce / unuttuğum için / pek / niçin.
5. ETKİNLİK 14. ETKİNLİK
Annem bulaşıkları yıkadı. / Bulaşıklar çoktan yıkanmalıydı. ileriye / beri / aşağı / öteye.
Küçük çırak tamire başladı. / Evin tamiratına başlandı. 15. ETKİNLİK
Ninem özene özene ütü yaptı. / Bir bavul dolusu giysi Öğrenci sildi.
ütülendi. Öğrenci tahtayı sildi.
Vedat Muriç ilk golünü attı. / Maçta çok güzel goller atıldı. Öğrenci okulda tahtayı sildi.
6. ETKİNLİK Öğrenci okulda tahtayı aceleyle sildi.
1. Meyvelerin en güzelleri seçildi, kasalara dolduruldu, Hepimiz gezdik.
pazara getirildi. (sözde özne) Hepimiz travertenleri gezdik.
2. Annemin kuruması için balkona serdiği çamaşırları Hepimiz Pamukkale’de travertenleri gezdik.
rüzgar uçurmuş. (gerçek özne) Hepimiz Pamukkale’de travertenleri büyük bir merakla gezdik.
3. Metin okula gelmiş fakat ne hikmetse kimse onu Ali öğrenmiş.
görmemiş. (gerçek özne) Ali bu sırrı öğrenmiş.
4. Ali sabahleyin erkenden kalktı, giyindi ve yola çıktı. Ali bu sırrı Metin’den öğrenmiş.
(gerçek özne) Ali bu sırrı dün Metin’den öğrenmiş.
5. Kütüphanenin ödünç verme kayıtları incelendi. Benim oğlum okuyacak.
(sözde özne) Benim oğlum İstiklal Marşı’nı okuyacak.
348