Page 197 - 8modprgf

TEST
24
Sıfır Bilgi Yüzde Yüz Anlam

1. 1934 senesinde İstanbul’un tarihi semtlerinden birine, Samatya’ya, bir aile taşınır. Bu aile yedi kişilik kalabalık
bir ailedir. Baba, önce ne iş yapacağını düşünür ve bir süre sonra küçük bir dükkân kiralayarak terzilik yapmaya
başlar. Sadullah Efendi de işte o yıllarda ailenin sekizinci üyesi olarak hayata gözlerini açar. Daha 8 - 10 yaşla-
rındayken babasıyla birlikte terzilik yapmaya başlar. Bu konuda çok beceriklidir. Bir süre sonra daha geniş bir
dükkâna taşınırlar. Sadullah Efendi artık 17 yaşında bir delikanlıdır. Diktiği pantolon ve ceketler o kadar beğe-
nilmektedir ki ünü kısa sürede tüm İstanbul’a yayılır. Bu sırada birbiri ardınca pek çok dükkân açarlar. Babası
yaşlanmıştır ancak Sadullah Efendi onu hiç yanından ayırmaz.
Bu metinde Sadullah Efendi ile ilgili aşağıdakilerden hangisine değinilmiştir?

A) Hangi yıl doğduğuna B) Yaşlanmasına rağmen babasını niçin hiç yanından ayırmadığına
C) Neden kısa sürede ünlendiğine D) Terzilik yapmaya hangi yıl başladığına

2. Aşağıda özel bir şirketin beş aşamadan oluşan iş başvurusu yapma süreci karışık olarak verilmiştir:

I. Açılan sayfada yer alan “Başvuru Formu” eksiksiz doldurulur.
II. Başvuru formunda istenilen evraklar, elektronik ortama aktarılıp bir klasör içerisinde toplanarak sisteme
yüklenir.

III. Şirketin internet sitesinden “İş başvurusu” modülüne girilerek “Sisteme Kaydol” düğmesi tıklanır.
IV. “Başvuru Tamamla” düğmesi tıklanarak onay verilir. Onay verildikten sonra “Başvurunuz başarıyla gerçek-
leştirilmiştir.” yazısı çıkacaktır. Böylece başvuru işleminizi tamamlamış olacaksınız.
V. Kayıt tamamlandıktan sonra tekrar “İş Başvurusu” modülü tıklanır ve bu kez kullanıcı adı ve şifreyle sisteme
giriş yapılır.

Bu aşamalar aşağıdakilerin hangisinde doğru sıralanmıştır?
A) I - IV - V - II - III B) III - V - I - II - IV C) III - I - II - IV - V D) I - II - V -III - IV

3. Durun, size bir anımı anlatayım. Beş yaşlarındayım. Mahallemizde bir oyuncakçı var. Rengârenk bilyeler, toplar,
irili ufaklı oyuncak bebekler ve daha niceleri… Fakat bir tane oyuncak var ki hepsinden farklı benim için: kırmızı
bir araba. Her gün oyuncakçıya gidiyorum, araba orada mı diye bakıyorum. Bir yandan da küçük bir boyacı
sandığım var, Eminönü’nde gelen geçenin ayakkabılarını boyuyorum. Akşam olunca topladığım paraları götü-
rüp babama veriyorum, babam da bu paranın bir kısmını bana geri veriyor, harçlık niyetine. Ben de her gün
biriktiriyorum ki o kırmızı arabayı alabileyim. Bilmiyorum ne kadar zaman geçiyor, bendeki para arabayı almaya
yetecek kadar ediyor. Daha eve uğramadan dalıyorum dükkâna. Avcumdaki paraları gösteriyorum. Fakat bir
anda dünya duruyor, gözüm kararıyor, düşecek gibi oluyorum. Arabanın yerinde yeller esiyor. Meğer ben para-
yı denkleştireyim derken araba çoktan satılmış. Oyuncakçı Mümtaz amca anlıyor halimden:
– Üzülme be evlat! Gene gelir. Bir tane üretmedi ya bu arabadan fabrika.
Gelmiyor ama... Bir daha o kırmızı arabadan o dükkâna gelmiyor.

Yazar, başından geçen bu olayı aşağıdaki sözlerden hangisinden sonra anlatmış olabilir?
A) Bir çocuğun gelişimi için oyuncak çok önemlidir. Günümüz çocukları tablet, bilgisayar veya cep telefonundan başını
kaldırıp bir oyuncağın keyfini sürmekten mahrum kalıyor maalesef. Fakat bizim zamanımızda böyle miydi?

B) İstediğiniz şeyleri elde etmek için hiç çaba göstermiyorsunuz. Hazırcılığa alışmışsınız. Hâlbuki kişinin kendi çabasıyla
kazandığı şey daha değerlidir.
C) Hayal kırıklığı nedir bilir misiniz? Bir şeyi çok isteyip bu uğurda canını dişine taktığın halde yine de elde edememek insa-
nı nasıl yaralar?
D) Sahip olduğunuz şeylerin kıymetini bilmiyorsunuz. Onların değerini illa kaybedince mi anlayacaksınız? Oysa şunu iyi
bilin: Kaybedilen şey bir daha ele geçmez.

197