Page 60 - 8modprgf
P. 60

TEST
               7
                     Sıfır Bilgi Yüzde Yüz Anlam


           18.  Anı (hatıra), geçmişe ışık tutması ve yaşandığı döneme ait bilgiler vermesi bakımından tarihi bir belge niteliği
               taşır.

               Buna göre aşağıdakilerden hangisi anı türünde yazılmış bir metinden alınmış olabilir?
               A)  Koca çınarın altındaki kahve o gün pek bir tenhaydı. Köyün yaşlıları, sıcak bir temmuz gününde üzeri basit bir sundur-
                  mayla örtülmüş derme çatma bir çardağın altında pinekliyordu. Kahveci; oturduğu yerden çok uzaklara bakıyor, yıllardır
                  beklenen bir haberi getirecek ulağı bekler gibi gözlerini baktığı yerden bir an bile ayırmıyordu.
               B)  Elleri nasırlaşmış koca nenem! Yıllar geçip giderken onun varlığında gözle görülür bir tortu bırakmıştı. 80’lerini geçmiş
                  bir kadının hayata bakışı vardı nenemde de. Artık acele etmeye gerek yoktu. Çünkü beklediği veya olmasını istediği bir
                  şey kalmamıştı bu yüzden ağır ağır hareket ederdi.
               C)  O dönemlerde İzmir, bu denli kalabalık değildi. İnsanlar, II. Dünya Savaşı’nın ortalığı kasıp kavuran yoksulluğunu bütün
                  benlikleriyle hissediyorlardı. Bense o tarihlerde henüz sekiz yaşlarında bir çocuktum. Evimizin arkasındaki geniş bah-
                  çede çoğunlukla tek başıma oynardım. Yine böyle bir günde sokakta bir ses duydum. O kadar rahatsız edici bir sesti ki
                  kulaklarımı tıkadığımı hatırlıyorum. Bu, daha sonra şehrin her yanında görmeye alışacağımız otomobilin sesiydi.
               D) Yaşlı dünyamız, artık milyarlık insan kalabalığının yükünü kaldıramaz oldu. Her gün televizyonlarda küresel ısınmayla
                  ilgili bir habere denk gelir oldum. Düşünüyorum da artık dünya, benim çocukluğumdaki dünya değil. Denizler eskisi
                  gibi masmavi, gökyüzü eskiden olduğu gibi berrak gelmiyor bana.


           19.  Masanın üzeri, savaş meydanını andırıyordu. Kimi yazılmış, kimi buruşturulmuş kâğıtlar, mürekkebi akmış
               tükenmez kalem, kabuğu soyulmuş kurşun kalem… Hepsi, hepsi bir savaştan çıkmış yaralı askerler gibi bir
               köşede duruyordu. Bu savaş, alelade bir şiirin karalaması olamazdı. Belli ki her harf, bir doğum sancısıyla dökü-
               lüyordu kâğıda. Sonra hepsi bir sıraya giriyor, dizeler meydana getiriyordu. Bunca başıbozuk harf, kelime, cüm-
               le ve dize başka nasıl bir araya gelip gönülden gönüle giden köprüler meydana getirebilirdi ki?
               Bu metinde aşağıdakilerden hangisinin anlamını karşılayan bir söz kullanılmamıştır?
               A)  İçinden çıkılamayan                              B)  Hızlı ve acele yazmak
               C)  Her zaman görülen, olağan                        D) Karışık ve anlaşılması güç olan


           20.  Yazarın, savunduğu ve karşı çıktığı iki zıt görüşü ele aldığı metinlerde tartışmacı anlatımdan yararlanılır. Yazar,
               önce karşı çıktığı görüşü ifade eder, sonra da bu görüşün yanlış olduğunu belirterek kendi görüşünü savun-
               maya geçer.
               Buna göre aşağıdaki metinlerden hangisinde tartışmacı anlatımdan yararlanılmıştır?
               A)  Sürüden ayrılanı kurt kapar, ne doğru bir atasözüdür. Bu atasözü, belki de bugün en çok ihtiyaç duyduğumuz birlik bera-
                  berlik konusunu işlemektedir. Bir toplum düşünün ki herkes birbirine düşman, ayrı yönlere saçılmış. Böyle bir güruhu alt
                  etmek kolay olmaz mı? Olur elbet. Toplumu güçsüzleştiren şey, toplumu oluşturan unsurların birbiriyle çatışmasıdır ve
                  çatışma kargaşanın ilk adımıdır.

               B)  Yeşil Başlı Gövel Ördek, yazarın ilk çocuk romanı. Geçen hafta küçük okurlarıyla buluştu. Kitabın adına bakınca bir ördek
                  yavrusunun başından geçen maceralar anlatılıyordur sanıyorsunuz ama hiç de öyle değil. Çok daha evrensel konular
                  ele alınmış hem de küçük okurların dimağlarını yormadan. Kitap, dört bölümden oluşan bir masal olarak kurgulansa da
                  okuyunca bir masaldan çok tarihi bir romana benzetiyorsunuz.
               C)  Bir süredir bazı yayın organlarında kendini adamakıllı duyurmaya başlayan bir eğilimin üzerinde durmak istiyorum. Bu
                  eğilim, hemen bütün genç sanatçı kuşağını toplum sorunlarına, gerçeklere duyarsız kalmakla suçluyor. Fakat bu suçla-
                  maların tamamı tutarsızlıklarla doludur. Bir kere sanat, sadece toplumun ihtiyaçları gözetilerek yapılacak bir şey değildir.
                  Çünkü sanat çok daha üstün meziyetler gerektirir. Haliyle sanatçı da üstün meziyetlerle donanmış kimsedir. Böyle basit,
                  tutarsız suçlamalarla karşı karşıya kalmamalıdır.
               D) En büyük yanlışımız kendimizi acındırmaktır, desem kesinlikle abartmış sayılmam. Toplum olarak kendimizi acındırmayı
                  o kadar iyi başarıyoruz ki en sonunda kendi kendimize acıyacak hale geliyoruz. Oysa başarısızlığın masum bir kılıfı olan
                  bu eylem, küçük insanların başvurabileceği bir şeydir. Güçlü insan acındırmak şöyle dursun, düştüğünde kendisini kal-
                  dırmaya çalışanları bile nazikçe geri çevirir.

                                                         60
   55   56   57   58   59   60   61   62   63   64   65