Page 11 - 8ogmot_tum_1_dnm
P. 11

19.

                                Kişi   : Avcı, oduncu Bilal ve oduncunun oğlu Kemal
                                Yer    : Orman
                                Zaman  : Sıcak bir ağustos sabahı
                                Olay   : Avcının ormancıya yardım etmesi





               Aşağıdaki metinlerden hangisi verilen bu yapı unsurlarına uygun olarak kurgulanmıştır?
               A)  Sabahın erken vaktinde oduncu Bilal, oğlunu uyandırdı. Gün doğmadan ormana gitmeliydiler. Baltalarını ve iplerini alan
                  baba ve oğul, ormana doğru yola koyuldular. Köyün batısında kalan bu ormanda, çam ağacı keseceklerdi. Yol üzerinde
                  karşılaştıkları avcıyla konuşan Bilal, avcıya onun gitmek istediği yeri tarif etti. Oğlu Kemal ile ormana ulaşan Bilal, vakit
                  kaybetmeden belirlenen ağaçları kesmeye başladılar.

               B)  Kemal ısrarla babasını uyanık tutmaya çalışıyordu. Sabahın bu saatlerinde çevrede birilerinin olma olasılığı çok düşüktü.
                  Korku içerisinde kalan Kemal, ne yapacağını bilmez bir şekilde etrafı süzüyor; bir yandan da yardım istiyordu. Babasının
                  üzerine düşen ağacı kaldıracak kadar güçlü değildi. Kemal’in seslerini duyan bir avcı, koşa koşa geldi yanlarına. Ağus-
                  tosun bu zamanlarında havanın daha da sıcak olması, ağacın altında kalan Bilal’in nefes almasını iyice zorlaştırıyordu.
                  Neyse ki avcının yardımıyla ağacı kaldırmayı başardılar.

               C)  Akşam geç yatan Bilal, erkenden uyanıp daha güneş doğmadan yola koyuldu. Bir an evvel ormana gitmeliydi. Yoksa
                  ağustos sıcağının etkisiyle çalışması güçleşecekti. Neyse ki erkenden ormana varabildi. Dünden kestiği ağaçları istif-
                  lemeye başlamıştı ki avcının kendisine doğru yaklaştığını fark etti. Avcıyla biraz muhabbet ettikten sonra avcının da
                  yardımıyla dev kütükleri taşımayı başardı. İkisi de çok yorulmuştu.
               D) Akşamdan beri ormanda gezen avcı, henüz bir avla karşılaşmamıştı. Gün doğmak üzereydi ve artık eve gitmesi gerek-
                  tiğini anlamıştı. Sıcak bastırmadan ormandan çıkmaya niyetlendi ama son bir kez daha bakmak istiyordu geldiği yöne.
                  Biraz ilerleyince oduncu Bilal ile karşılaştı. Bilal, erkenden ormana gelmiş; hazırladığı odunları eşeğine yüklüyordu. Bu
                  odunları kasabanın pazarında satacak ve oğluna yeni ayakkabılar alacaktı. Avcı, oğlunu yanında göremeyince Bilal’e,
                  oğlu Kemal’in nerede olduğunu sordu.






           20.  Yazarın kendi duygu ve düşüncelerini içermeyen betimlemelere nesnel betimleme denir. Bu betimlemede
               yazar anlatıma kendi duygularını katmamaya, yani objektif kalmaya titizlik gösterir.

               Bu bilgiye göre aşağıdakilerin hangisinde nesnel betimleme yapılmıştır?
               A)  Türkçenin kurallarına uygun olarak dikkatle türetilen güzel, yeni terimlere Türkçe yerine Öztürkçe diyerek bir ayrım yap-
                  mak, hele hele bu terimlere uydurmaca demek büyük bir hatadır. Kaldı ki diğer Türk toplulukları ile dil birliğimizi bozu-
                  yor diye Türkçe terimlere karşı çıkanlar herhâlde çoğu kez yanılmışlardır.
               B)  Kızıltepe Ovası, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin en büyük ovalarından biridir. Baharla ovanın her tarafı yemyeşil olur.
                  Bu ova dümdüz, tek parça ve bir o kadar da verimli bir ovadır. Kızıltepe Ovası, Mardin ili sınırlarına yaklaştıkça genişliği
                  azalır. Nusaybin ilçesine doğru gidilirken de genişliği artar. Mardin Dağı, Kızıltepe Ovası’nın daha da büyük ova olması
                  önünde bir set olmuştur. Bu da Kızıltepe’ye enfes bir görünüm katmış olur.
               C)  Eylül sabahının bu kapanık ve serin gününde bahçenin bütün ağaçları durgun ve karanlık... Havuzların suları, bulutlu
                  gökyüzünün yansımalarıyla kirli bir katran renginde... Neşesiz fıskiyeler havada tutunamıyor. Derinden derine, perişan
                  kuş feryatları, bin tempoda hayvan bağırmaları duyuluyor.
               D) İstanbul’un eski semtleri olan Beyoğlu, Sirkeci, Eminönü ve Beyazıt’ta taş ve ara sokaklarda ahşap binalar, birbirlerini
                  kesen dar sokak ve caddeler yer almaktadır. Nüfusun hızla artması ve buna bağlı olarak gecekonduların çoğalması, alt-
                  yapının kurulmasını zorlaştırmış ve su, yol gibi sorunların ortaya çıkmasına neden olmuştur. Ayrıca kentlerin dokusunda
                  değişmeler olmuştur.


                                                         10
   6   7   8   9   10   11   12   13   14   15   16