Page 52 - 8tur_dnm
P. 52
7. Özellikle zarf-fiil bulunan cümlelerde veya birden çok yüklemli cümlelerde zarf-fiil ve yüklemin ya da birden
çok yüklemin etken-edilgenlik yönünden birbiriyle uyumlu olması gerekir. Zarf-fiil ve yüklemlerin uyumsuzlu-
ğunda çatı uyumsuzluğundan kaynaklanan anlatım bozukluğu oluşur.
(I) Uyanır uyanmaz bavulunu hazırlayıp yola çıktı. (II) Aklında hep "Buralarda durulmaz, buralarda kalınmaz."
düşüncesi vardı. (III) Babası ne olmuştu da güzelim köyünden çıkıp bu insan kalabalığında hayatını zindan
etmişti, aklı almıyordu. (IV) Köye gidecekti gitmesine de önce şuradan bir simit alınıp karnını doyurmalıydı.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde çatı uyumsuzluğundan kaynaklanan anlatım
bozukluğu vardır?
A) I B) II C) III D) IV
8. Olay : Bayram ziyareti
Yer: Ziyarete gidilen ev
Zaman : Bayram
Kişiler : Torunlar, anne, baba, dede, nine
Anlatıcı : 3. Kişi
Aşağıdaki metinlerden hangisi bu yapı unsurlarına uygun olarak kurgulanmıştır?
A) Bayram namazı bu sene biraz daha erken mi kılınıyor ne? Okula bile daha geç gidiyorduk hâlbuki. “Hadi bak kardeşin
bile kalktı.” sesi duymak istediğim son sesti ama duydum. Uyuyacaktım ama bacak kadar çocuğun hazır olduğu, içeriden
gelen kıkırdayan sesinden belliydi. Gururuma yediremedim, kalktım. Elimi yüzümü yıkadım, alelacele giyindim. Çıkış
kapısında kardeşim, babam ve dedem ayakkabılarını giyiyor; annem ve ninem de onları uğurluyordu. Hemen bayram
namazı kervanına eklendim.
B) Meliha Hanım her bayram olduğu gibi gene döktürmüştü. Tatlısından tuzlusuna bir şeyi eksik bulamazdınız sofrada.
Kapı çalındı. Ekrem, eşi Ayşe ve çocukları kapıdaydı. Çocuklar ninelerin ellerine yapıştılar. Paranın değerini bilemeyen
küçük sırıtıyor, büyük ise suratını asmış ninesine bakıyordu. Şefkatle kulağına eğildi. “Deden içeride seni bekliyor. Bu
bayram sadece büyük torunuma para vereceğim, diyordu. Git, ellerini öp bakalım.” dedi. Tam o sırada içeriden ”Tayfun
yalnız sen gel yanıma.” sesi duyulunca Ekrem ve Ayşe’nin zihninden “Bu yaşta hâlâ oyun peşindeler. Biz de böyle olabile-
cek miyiz acaba?” düşüncesi geçti.
C) Vakit akşama geliyordu. Babam gene kızacak biliyordum. “Bayramda bir baba ilk ziyaret edilmesi gerekendir.” diyecek,
biliyorum. Fakat benim de artık bir dede olduğum hiç aklına gelmiyor. Ben de evimde torunlarımı, çocuklarımı bekli-
yorum. Üç çocuğun sekiz torunun toplanması da işte böyle akşamı buluyor. Eve girdik, babamın ellerini öptüm. Bir şey
demeden sırayla herkesin içeri girmesini bekliyor. Teker teker sayacak, eksik varsa yandı gülüm keten helva. Allah’tan on
gün önceden başladım bu bayram çocukları eksiksiz gitmek için ikna etmeye. Geçen bayram küçük oğlan yurt dışında
okulunun sınavı olduğu için gelememişti de neler çekmiştim bayram boyu.
D) Araba bahçeli evin önüne yanaştı. Durur durmaz arabadan ilk fırlayan küçük oğlan olmuştu. Evin kapısını açtı. “Dedee!”
sesi tüm köyde yankılandı. Makbule Hanım yaşını başını unutmuş koşarcasına torununun yanına geldi. “Dedeymiş,
oğlan çocukları da ya anacı ya dedeci…” deyip yapma bir küskünlüğü bile beceremeyerek torununu kucaklamak için SARMAL DENEME 7
eğildi. Gafletinden yararlanan küçük, bir anda bir kedi gibi merdivenleri ikişer ikişer atlayıp kapıda bekleyen dedesinin
eline yapıştı. “Bayramın kutlu olsun.” deyip minik ellerini açtı. Dedenin “Musa Kadir, Musa Kadir! Bu oğlan sana çekmiş, üç
gün önceden harçlık için bayramı kutluyor.” demesine Makbule Hanım, Asiye Hanım ve büyük oğlan Yağız kahkahalarla
güldü.
51