Page 67 - 8tur_dnm
P. 67

4.   İnsan dışındaki varlıkların insana ait özellikler kazanması şeklindeki söz sanatına “kişileştirme” denir. Örneğin
               “Rüzgâr susmuş, ses vermiyor.” ifadesinde “susmak” insana ait bir özellikken insan dışı bir varlık olan “rüzgâr” için
               kullanılmıştır. Böylece rüzgâr kişileştirilmiştir.
               Bu açıklamaya göre aşağıdaki dizelerin hangisinde kişileştirme yapılmıştır?
               A)  Çocuklar bakıyorlar, gözlerinde mavilik;
                  Bize bakıyorlar çocuklar, bir deri bir kemik.

               B)  Yalnız bırakmayın beni hatıralar!
                  Az yanımda kal çocukluğum…
               C)  Çocukluğum, çocukluğum; bir çekmecede unutulmuş,
                  Senelerce rengi solmuş, bir tek resim çocukluğum.
               D) Bahçemizde ılık, uzayan günlerdi yaz;
                  Bir beyaz âlemdi kış.














           5.   (I)Hayatıyla ve eserleriyle ilgilenmediğim bir sanatçının günlüğünü bile okuma isteği duyarım çünkü günlük,
               sanatçının en çok “kendisi” olduğu metinlerdir. (II)Anı türü yazıldığı tarihten başlayarak geriye doğru inşa edilir
               oysa günlükler gün gün, an an ilerler. (III)Bu anlamda günlük, anı kadar uzun soluklu bir hesapla inşa edilmez.
               (IV)Yazıldığı tarih belli olduğu için geçmişe ışık tutan bir fener gibidir günlük, yazıldığı tarihte ülkede ve dünya-
               da neler olup bittiğini öğrenebiliriz.

               Bu metindeki numaralanmış cümlelerle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
               A)  I. cümlede, günlüğün samimi ve doğal bir nitelik taşıdığı ifade edilmiştir.
               B)  II. cümlede, anı türünün geçmişi; günlüğün şimdiyi anlattığı belirtilmiştir.
               C)  III. cümlede, anı türünün günlüğe göre daha kalıcı bir nitelik taşıdığı ileri sürülmüştür.

               D) IV. cümlede, günlüğün geçmişe dair önemli bilgilere ulaşmamıza yardımcı olduğu vurgulanmıştır.














        GENEL DENEME 2  6.   (I)Anadolu insanı ellerini arkaya bağlamaktan, böyle gezmekten haya ederdi. (II)Ellerin arkada veya cepte gezil-

               mesi, bu hâlde birisiyle konuşulması edepsizlik sayılırdı. (III)Ayrıca Türk kültüründe el öpülmesi ellerin saygınlı-
               ğını gösterirdi. (IV)Şefkatin ve saygının sembolü olan ellerin cepte olması hem yorgunluk, sıkıntı hem de per-
               vasızlık, umursamazlık anlamlarına gelirdi. (V)Kısacası bu, bir hamlık alametiydi.

               Bu metindeki numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır?
               A)  II                 B)  III                C)  IV                D) V

                                                         66
   62   63   64   65   66   67   68   69   70   71   72