Page 80 - 8_sf_gold_tur_den
P. 80

15.    I.  Elimdeki bu tebrik kartını çok uzun zaman önce bir fuarda almıştım. (Geçişsiz)
               II.  Dikkatsiz adam, çocuğun elindeki çay bardağını kırdı. (Geçişli)
               III.  Her bahar ayında buralar ayrı bir güzelliğe bürünür. (Geçişsiz)

                IV.  Bu şehrin anlamsız kalabalığında neredeyse hayallerimi unutacaktım. (Geçişli)
              Bu cümlelerin hangisinde eylemin çatı özelliği yay ayraç içinde yanlış verilmiştir?
              A)  I.                B)  II.                C)  III.               D) IV.



          16.
                                         Kanadalı bilim insanları, geçtiğimiz aylar-
                                         da bitkilerin kökleri yardımıyla birbirleriyle
                                         iletişim kurduklarını keşfetti. Öncelikle iki
                                         tane birbirine yakın ağaç fidanı bulundu.
                                         Bu ağaçların türleri birbirinden farklıydı. Bu
                                         fidanların üstlerine seralarda olduğu gibi
                                         poşetler geçirildi. Hava yoluyla birbirleri-
                                         ni göremiyorlardı. Sonra ağacın birine bir
                                         ilaç verildi. Birkaç günlük sürenin ardından
                                         ilacın izleri diğer ağaçta da görüldü. Böy-
                                         lece…



              Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilebilir?
              A)  ilacın kökleri sayesinde diğer bitkiye geçtiğini keşfettiler.
              B)  seralarda daha iyi verim almanın yolları bulundu.

              C)  tarımda ilaçlamanın önemli olduğu anlaşıldı.
              D) Kanada, meyve yetiştirme noktasında bir ilke imza attı.





          17.  Aşağıdaki metinlerden hangisi yay ayraç içinde verilen türde yazılmamıştır?
              A)  Tarla faresinin haline acıyan ev faresi arkadaşına dönerek “Canım arkadaşım, bu senin hayatına hayat denmez. Buna
                olsa olsa yoksulluk denir. Bense bolluk içinde yaşıyorum. Gel sen de benimle, bizim evdekileri paylaşıp ikimiz de gül gibi
                geçiniriz.” demiş. (Fabl)
              B)  Bir bayram sabahıydı. Yaşım 11-12 ya vardı ya yoktu. Her zamanki gibi en güzel elbiselerimizi giymiş, harçlıklarımızı
                almış; kendimizi caddelere, sokaklara atmıştık. Yanımda iki arkadaşım daha vardı. Sokakta dolanırken birisi sınıf arkada-
                şım olan iki kardeşle karşılaştık. Kendimizce bayramlaştıktan sonra harçlıklarımızdan bahsetmeye başladık. Bu iki kar-
                deşin ailesi son derece yoksuldu. Bizim de durumumuz pekiyi değildi aslında fakat harçlıklarımızı kıyaslayınca çok kötü
                oldum. (Anı)
              C)  Derken o ülkenin Kral’ı üç gün sürecek bir düğün şenliği düzenledi. Şenliğe hiç evlenmemiş tüm güzel kızlar davet   SARMAL DENEME 10
                edildi. Böylelikle prens kendisine bir eş seçecekti. Bunu duyunca üvey kardeşlerin yüreği hop etti çünkü ikisi de davet
                edilmişti. Hemen Külkedisi’ni çağırarak “Saçlarımızı tara, pabuçlarımızı fırçala, kemerimizi bağla. Kral’ın sarayına davet-
                liyiz!” diye emir yağdırdılar. Külkedisi, söylenenleri yaptı ama bir taraftan da ağladı. Çünkü kendisi de dansa gitmeyi çok
                istiyordu. (Destan)
              D) Rio Havaalanı’na iner inmez boğulacak gibi oldum. Paris’te akşam uçağa binerken ısı eksi on dereceydi, Rio’da gündo-
                ğumunda gölgede kırk. Nem oranıysa yüzde seksendi. Takside kuzeyden güneye doğru ikiye böldüm kenti. Sivri tepeler
                ile okyanus arasına sıkışıp kalmış modern bir kent Rio. Tünellerden geçtik. Gökdelenler, geniş caddeler, yeşil tepelere
                tünemiş gecekondular. Sonra Copacabana… Göz alabildiğine uzanan kumsal… (Gezi Yazısı)


                                                       79
   75   76   77   78   79   80   81   82   83   84   85