Page 110 - 8_sf_Tane Tane Türkce Defter Kitap
P. 110
BÖLÜM
1
21 Aşağıdaki sorulardan hangilerinin cevabı verilen metinden bulunabilirse o cevabı ile belirtiniz.
Diyabetes Mellitus ya da genel olarak bilinen adıyla “şeker hastalığı” basitçe tarif etmek gerekirse kanda bulunan şeker
(glikoz) seviyesinin yükselmesi ve zararlı etkiler yapması durumudur. Sağlıklı bir kişide kandaki şeker seviyesi 60mg/dl
ile 110 mg/dl arasındadır. Kandaki şeker seviyesini dengede tutan temel olarak iki hormon vardır. Bunlardan biri insü-
lin diğeri ise glukagondur. İnsülin, kan şekeri yükseldiği zaman onu normal seviyeye düşürür. Glukagon ise kan şekeri
seviyesi düştüğünde normal seviyeye yükseltir. İşte şeker hastalığı, bahsedilen bu hormonlardan özellikle insülinin
yetersiz salgılanması veya insülin hormonuna direnç oluşması nedeniyle oluşur. Günümüzde diyabetin iki tedavi şekli
vardır. Birincisi ilaç tedavisidir, diğeri ise cerrahi tedavidir. Bu iki tedavi arasındaki fark, ilaç tedavisinin ilaç dozunun
ayarlanarak saatlik ve günlük geçici düzelmeler sağlamasıdır ki ilaç dozu ayarlanması gerekir. Cerrahi tedavi ise ömür
boyu şeker hastalığının yok olmasını sağlar. Üstelik ilaç tedavisi diyabetin zararlı etkilerini ortadan kaldırmaz. Yani ilaç
tedavisi olan kişide böbrek yetmezliği, körlük veya bacaklarda kangren oluşması sık karşılaşılan bir durumdur. Cerrahi
tedavi ise şeker hastalığını yok etmenin yanında komplikasyonların da önüne geçer. Cerrahi tedavi dünyada yaklaşık
20 yıldır yapılmakla birlikte son 6-7 yılda yaygınlaşmıştır. Ancak diyabet ameliyatı herkes için uygun olmamaktadır.
Diyabet yani şeker hastalığı nedir?
Diyabetin sebebi nedir?
Diyabetin cerrahi bir tedavisi var mıdır?
Diyabet hastalarının kanlarındaki şeker seviyesi kaç mg/dl’dir?
Diyabet ameliyatı ilk defa hangi tarihte yapılmıştır?
Diyabette ilaç tedavisinin olumsuz etkileri nelerdir?
Her diyabet hastası ameliyatla bu hastalıktan kurtulabilir mi?
Diyabete iyi gelen besinler nelerdir?
Kimlerin diyabete yakalanma riski vardır?
22 Aşağıdaki soruları metne göre cevaplayınız.
Dünya mimarlık tarihinin günümüze kadar ayakta kalmış en önemli anıtları arasında yer alan; mimarisi, ihtişamı ve
işlevselliği yönünden Ayasofya dünyanın da 8. harikası olmuştur. Roma İmparatorluğu döneminde insanları birleştirici
bir unsur olarak Hristiyanlık öne çıkmıştı. O dönemde Doğu Roma İmparatorluğu yeni başkenti Konstantinopolis’te
dinlerine ait büyük bir tapınağa ihtiyaç duydu. Hristiyanlığın patrikhane kilisesi olmak üzere o günün İstanbul’unda
Ayasofya’nın inşaatına başlandı. Dünyanın en eski katedrali olma özelliğine de sahip olan Ayasofya ilk yapıldığı 360
yılından bugüne kadar birçok savaş, deprem ve felaket yaşamış, tarih boyunca 2 kere yıkılıp 3 kere yeniden yapılmış ve
tarihin yaşayan bir hazinesi olarak varlığını sürdürmeyi başarmıştır. 1453 yılında Fatih’in İstanbul’u fethetmesiyle birlikte
camiye çevrilen Ayasofya, üzerine yapılan eklemelerle birlikte günümüzde müze olarak varlığını devam ettirmektedir.
1. Ayasofya’nın dünyanın 8. harikası olarak kabul 3. Ayasofya, niçin “tarihin yaşayan bir hazinesi” ola-
edilmesinin nedeni nedir? rak nitelendirilmiştir?
.................................................. ..................................................
.................................................. ..................................................
2. Metinde Ayasofya’yla ilgili aşağıdakilerden hangi- 4. Metinle ilgili aşağıdaki yargılardan hangisi veya
lerine dair bilgilere yer verilmişse ile işaretleyi- hangileri yanlışsa ile işaretleyiniz.
niz.
Ayasofya, dünya mimarlık tarihinin günümüze
Yapılış nedenine kadar ayakta kalmış tek anıtıdır.
İlk defa ne zaman yapıldığına Türkler tarafından defalarca onarılmıştır.
Kim tarafından inşa edildiğine 1453 yılında Fatih’in İstanbul’u fethetmesiyle
Ne zamandan beri müze olarak kullanıldığına birlikte camiye çevrilmiştir.
110