Page 27 - 8modprgf
P. 27

TEST
              3
                   Sıfır Bilgi Yüzde Yüz Anlam


          15.  Şiir, duyguların sihirli sözcüklerle ifade edilmesidir. Bu bakımdan şairler, sözcüklere kimsenin aklına gelmeyen
              anlamlar yükleyebilirler. Yalnız burada bir noktayı da gözden kaçırmamak gerekir. Şair, konuşma dilinden çok
              uzaklaşmamalıdır. Konuşma dilinin çevresinde dönmeli, alacağı şeyleri oradan almalıdır. Aksi halde şiiri top-
              lumdan soyutlamış ve uzaklaştırmış olur.

              Parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
              A)  Şairler, kendilerini toplumdan soyutlamamalıdır.
              B)  Bir şair, şiirlerinde içinde yaşadığı toplumun sorunlarına da yer vermelidir.

              C)  Şiirlerinde sürekli toplumsal konuları ele alan şair, gerçek bir şairdir.
              D) Şair; halkın kullandığı dili, şiirlerinin diliyle özdeşleştirmelidir.






          16.  Şemseddin Sami, Ahmet Mithat, Namık Kemal gibi yazarlarımızın Batı’dakileri örnek alarak yazdığı romanlar,
              edebiyatımızın Batılı anlamdaki ilk Türk romanlarıdır. Sanılanın aksine sözü edilen bu yazarlar, modern Avrupa
              romanını bire bir taklit etmemiştir. Modern Avrupa romanıyla geleneksel Türk hikâyeciliğini harmanlamışlardır.
              Bu bakımdan Avrupa romanı bir aşı vazifesi görmüştür. Örneğin - - - - - - - -
              Bu metinde boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilirse savunulan görüşe uygun bir örnek
              verilmiş olur?
              A)  bizim Batılı anlamda ilk Türk romanlarında ele alınan dostluk, arkadaşlık gibi temaların işlenişi tıpkı Avrupa romanların-
                daki gibidir.
              B)  bazı romanlarımız dönemin meşhur Batılı romanlarının neredeyse birer çevirisi niteliğindedir.
              C)  Ahmet Mithat’ın romanlarında çocukluğundan beri dinlediği ve okuduğu masalların, halk hikâyelerinin, meddah taklit-
                lerinin izleri görülür.
              D) Namık Kemal’in İntibah’ı, çağdaş bir roman özelliği gösterememiş olsa da o zamana kadar cesaret edilememiş bir eser
                olması bakımından değerlidir.







          17.  Orkide, birbirinden renkli çiçekleriyle bulunduğu ortama hoşluk katar. Ancak çiçekleri döküldükten sonra bir
              orkideye tekrar çiçek açtırmak çok zordur. Çoğu kişi de orkide bakımını iyi yapamadığı için çiçek ölür. Oysa
              orkideye bakmak ve ona tekrar çiçek açtırmak sanıldığı kadar zor değildir. Orkide bakımında bilinmesi gere-
              ken ilk şey güneştir. Bitki, güneşli ve aydınlık ortamı sever fakat doğrudan güneş almayacak bir yerde durması
              gerekir. Orkidenin kökleri de güneş ışığına ihtiyaç duyar. Bu bakımdan orkideyi şeffaf bir saksıda yetiştirmek
              gerekir. Saksıdan dışarı sarkan kökleri ise saksıya sokmaya veya kesmeye çalışmamalıdır. Orkide saksısını çok
              sıcak ya da çok soğuk yerlerde tutmamak gerekir. Ayrıca çok rüzgâr alan yerlere koyulması da çiçeklerin erken-
              den dökülmesine yol açar.
              Metne göre aşağıdakilerden hangisi orkidenin ölmesine neden olabilir?

              A)  Güneşli ve aydınlık bir ortamda yetiştirmek
              B)  Şeffaf bir saksıya koymak
              C)  Çok sıcak veya çok soğuk bir ortamda tutmak
              D) Rüzgâr alan bir yerde bulundurmak



                                                       27
   22   23   24   25   26   27   28   29   30   31   32