Page 136 - 8_sf_Tane Tane Türkce Defter Kitap
P. 136

4.
                 Gazeteci:
                 (I) - - - -
                 Müzisyen:
                 –  Müziğin çocukların eğitiminin çok önemli bir parçası olduğuna inanıyorum. Keşke eğitim sistemimiz için-
                   de müziğe; -düzgün bir program anlayışıyla ve bir bütün olarak sağlıklı işleyen bir sistem içinde olmak
                   koşuluyla- daha çok ve daha etkin şekilde yer verilebilse diye düşünmeden edemiyorum.
                 Gazeteci:
                 (II) - - - -
                 Müzisyen:
                 –  İlk planda çoğu insan tarafından hayretle karşılandı. Hâlbuki aslen ben bir müzik öğretmeniyim. Lisans
                   eğitimimi “müzik öğretmenliği” üzerine tamamladım. Dolayısıyla bir müzik öğretmeni, polifonik (çok
                   sesli) dokuları kullanarak eşlik edebileceği her enstrümanla İstiklal Marşı’nı seslendirebilir. (Gitar, piyano,
                   akordeon, org vs.) Bunda şaşırılacak bir şey yok. Aslı önemli olan, Millî Marşımızın en doğru ve güzel şekil-
                   de seslendirilmesini sağlamak için yerli yerinde bir enstrüman desteği sağlamaktır.

               Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdakilerin hangisi getirilmelidir?

               A)  (I) Çocuğun eğitiminde müzik, tek başına yeterli midir?
                  (II) İstiklal Marşı’nı çalabilen başka sanatçılar var mıdır?
               B)  (I) Çocuk eğitiminde müziğin yeri ve önemi hakkında neler söylemek istersiniz?
                  (II) İstiklal Marşı’nı gitarla yorumladınız, bu çalışmanız nasıl bir etki uyandırdı?

               C)  (I) Eğitimin sizce temeli ne olmalıdır?
                  (II) İstiklal Marşı, her türlü enstrümanla çalınabilir mi?
               D) (I) Çocukların müzikle tanışmasında ideal bir yaş var mıdır?
                  (II) İstiklal Marşı’nı çalabilmek için ne kadar süre çalıştınız?


           5.   Yazar, Dede Korkut ile ilgili yapılan çalışmalar olsa da bu çalışmaların istenilen kalitede olmamasından yakın-
               maktadır.

               Aşağıdakilerden hangisi bu cümlede sözü edilen bir metinden alınmış olabilir?
               A)  Son yıllarda beni en çok heyecanlandıran kitap TOBB Dede Korkut’un orijinal nüshalarını neşretmesi oldu. Bu çok önemli
                  bir gelişmeydi. İyi bir baskı ve içinde yer alan çok iyi minyatürlerle çıkarttılar kitabı. Bu gelişme beni umutlandırdı ve
                  gözüm başka ürünler aramaya başladı Dede Korkut’la ilgili.
               B)  Elimizde Dede Korkut’a dair iki nüsha var: Dresden ve Vatikan nüshaları. Dresden nüshası 19’uncu yüzyılın başında Hein-
                  rich Friedrich von Diez tarafından keşfedildi. Vatikan nüshası ise çok daha sonraları 1952 yılında İtalyan bir Türkolog
                  olan Ettore Rossi tarafından keşfedildi. Türkiye’de ise bu işin öncülüğünü 1938 senesinde Dede Korkut’u latinize ederek
                  yayımlayan Orhan Şaik Gökyay oldu. Daha sonra Muharrem Ergin gibi akademisyenler de Dede Korkut üzerine önemli
                  çalışmalar yaptılar.
               C)  Dede Korkut, hem çizgi roman hem de sinema açısından oldukça iyi değerlendirilmesi gereken bir kaynak. Mesela
                  neden çizgi romanı, çizgi filmi, sinema filmi yapılmasın? Aslında bunların hepsi yapıldı. Örneğin iki ayrı çizgi roman
                  yapıldı ama çizgi ve baskı kalitesi açısından oldukça zayıftı. Çizgi roman konusunda önümüzde çok daha ciddi örnekler
                  var, bunlara bakmak gerekiyor. Çizgi film de yapıldı, bir kısmını izleyerek söyleyebilirim ki yine ortalama bir iş olmasına
                  rağmen çocuklara etki edecek bir düzeyde değildi.

               D) Türk destanlarının başında gelen Oğuzname, bilinen ismiyle Dede Korkut destanları, klasik bir destan hüviyetinden çok
                  bir milletin nasıl yaşadığını, nelere inandığını, nasıl erdemlere ve zaaflara sahip olduğunu söyleyen metinlerden oluşu-
                  yor. Dede Korkut’u farklı kılan ise yaşanan vakaları havada bırakmaması ve mutlaka bir çözüm sunması. Bunu da Korkut
                  Ata yahut Dedem Korkut denilen ulu kişi yapıyor.



                                                         136
   131   132   133   134   135   136   137   138   139   140   141