Page 140 - 8meta_tur
P. 140

METİN TÜRLERİ

                                                                                                   Öğreten Etkinlikler



              ................. : Genellikle halkın yarattığı, hayale dayanan, sözlü gelenekte yaşayan, çoğunlukla insanlar, hayvanlar ile cadı, dev, peri
              gibi varlıkların başından geçen olağanüstü olayları anlatan edebi türdür.
              ................. : Kahramanları çoklukla hayvanlardan seçilen, sonunda ders vermek amacı güden, genellikle şiir şeklinde yazılmış
              hikayelere denir. Diğer adı öyküncedir.
              ................. : Eski çağlardan beri söylenegelen, olağanüstü varlıkları konu edinen hayali hikayelerdir. Diğer adı söylencedir.
              ................. : Tarih öncesi tanrı, tanrıça, yarı tanrı ve kahramanlarla ilgili olağanüstü olayları konu alan yazı türüdür. Milletlerin en
              eski ürünleridir. Bu yüzden milletlerin hayatında önemli bir yere sahip olan olaylar üzerine ortaya çıkar. Yazıya geçirilmesi geç
              olduğu için kulaktan kulağa geçerek bize ulaşmıştır.
              ............................. : Kısa ve özlü anlatımı olan nükteli, güldürücü hikayeciklerdir. Nasrettin Hoca fıkraları en bilinen örneğidir.
              .................... : Sahnede oynanmak üzere yazılan eserlerdir. Tiyatro eserlerinde konuşmaların dışında kalan her şey yay ayraç içinde
              verilir.





                  Dikkat: Tiyatro şekil bakımından diğer öyküleyici türlerden kolayca ayrılır.  Hikaye ve roman ise yaşanmış veya yaşanabile-
                  cek olayları anlattığı için diğerlerinden farklıdır. Öğrenciler özellikle olağanüstü olayların anlatıldığı türleri birbiriyle karış-
                  tırmaktadır. Masal ve fabl olağanüstü olayların olduğu iki türdür. Her ikisi de öğüt verme amacıyla yazıldığı için benzerlik
             gösterirler. Masallar fabllardan farklı olarak tekerlemeyle başlar ve aralarda da  “Az gittik, uz gittik.” gibi kalıplaşmış sözler kullanı-
             lır. Fabllar ise hayvan masalları olarak adlandırılabilir. Hayvanlar arasındaki olaylar kişileştirme ve konuşturmayla insanlara öğüt
             alınacak olaylar gibi anlatılır. Bu yönüyle masal ve fabl, destanla efsaneden de ayrılır. Destan milletlerin en eski edebi ürünüdür.
             Ergenekon, Oğuz Kağan gibi destanlar Türk kimliğinin oluşmasında önemli rol oynamıştır.  Efsane ise genellikle bir yer adının
             veriliş öyküsü gibi ele alınabilir. Olağanüstü olaylar sonucu gelişen bir hikayede “o zamandan sonra buranın adı “Yankılı Kayalar”
             olarak adlandırılmıştır gibi bir cümleden metnin efsane olduğu anlaşılır.




              ŞİİR BİLGİSİ

              Örnek sorularda bu konu ayrıntılı olarak sorulmaz. Şiirde ahengi sağlayan ses benzerlikleri ve ölçü konusunda tanımları verilerek
              öğrencilerden şiirin verilen özellikleri sağlayıp sağlamadıklarını belirlemeleri istenir.
              Ses Benzerlikleri: Şiirlerde dize sonlarındaki ses benzerliklerine uyak ve redif denir. Örnek sorularda redif ve uyak isimlerini
              vermeden “Her dizenin sonunda ses benzerliği vardır veya birinci dizeyle üçüncü dize arasında ses benzerliği vardır.” şeklinde
              karşımıza çıkmaktadır.
              Ölçü: Ölçü konusunda da hece ölçüsü diye isim veren sorular gelmedi. Bu konudan da şiirdeki dizelerde hece sayıları birbirine
              eşittir/ eşit değildir şeklinde sorular gelmektedir. Her dizide kaç ünlü harf varsa o kadar hece vardır.


              Örnek Uygulama

                                                   Kalbim bir çiçektir, gündüzler ölgün
                                                   Gelin, gelin, onu açın geceler
                                                   Beni yâd edermiş gibi bütün gün
                                                   Ötün kulağımda çın çın geceler



              Bu şiire baktığımızda her dizenin 11 heceden oluştuğunu götürürüz. Bu şiirde tüm dizilerdeki hece sayısı birbirine eşittir. Dize
              sonlarına baktığımızda 1. ve 3. dizelerin sonundaki ‘‘ün” sesleri ve 2. ve 4. dizenin sonlarındaki “çın geceler” sesleri benzerlik
              gösteriyor.


                                                                140
   135   136   137   138   139   140   141   142   143   144   145