Page 200 - 8_sf_Tane Tane Türkce Defter Kitap
P. 200

6.   Aşağıdaki hikâyelerin hangisi birinci kişi ağzın-  8.   Vaktiyle Gülistan denilen  bir diyarın  Gülsultan
               dan anlatılmaktadır?                             adında bir hükümdarı varmış. Bu hükümdarın
                                                                elma yanaklı, kiraz dudaklı, pembe gül tenli ve
               A)  İstasyondan kalkıp vilayet merkezine giden kamyon;
                  iki saat kadar sarstıktan sonra, beni gideceğim köye   ahu bakışlı güzel bir kızı varmış. Kız, pembe gül
                  ayrılan yolun başında bıraktı. İki adım bile atacak   tarlaları arasında doğup büyüdüğü için kendisi de
                  hâlim yoktu. Çantamı yanıma koyarak kenarlarından   güller gibi kokarmış. Bütün tabiat bu kıza âşıkmış.
                  otlar fırlayan bir taşın üstüne oturdum. Kafamdaki   Bu güzel kız yüzünden komşu hükümdar dağlar
                  uğultuyu dinlemeye başladım.                  yıllarca birbirleriyle mücadele etmişler. Bunlar-
               B)  Uzak ve bilinmez masal adalarından gelmişe benze-  dan Davras adında dağ, yanıp tutuşan bağrından
                  yen süt gibi beyaz martılar etrafımızda uçuşuyorlar,   semalara alevler fırlatmış. Neden sonra bu dağlar
                  çıkardıkları tatlı ve derin sesleriyle şehirde kalmış,   bir karara varmışlar. Demişler ki: "Elele, omuz omu-
                  kalabalıktan, uğraşmalardan, hırslardan, kederlerden   za verelim. Geniş bir dağ halkası yapalım. Bu halka-
                  bunalmış zavallı insanları kendi vatanlarına, gerçek-  nın ortasında hâsıl olacak ovayı bereketlendirelim.
                  ten pek uzak, tenha, sakin yerlere biraz aşk ve şiir tat-  Ovanın güney bölgesini bağ, bahçe ve gül tarlaları
                  mak için çağırıyorlardı.                      ile süsleyelim. Hiçbirimize yâr olmayan sevgilimi-
               C)  Kocaman ve altı çivili kunduralarını çıplak ayaklarına   zi oraya yerleştirelim. Başına da bekçi olarak Yağız
                  geçirmiş olan küçük Hasan, sağ koluna aldığı güğü-  Karatepe ile Efe Sidre tepeyi dikelim. Onun güzel-
                  mü, ara sıra dinlenerek sürüklemeye çalışmaktaydı.   liğini uzaktan seyredelim." Öyle yapmışlar. Böylece
                  Bazen sol elindeki çinko maşrapayı yere bırakarak   dağ halkasının ortasındaki geniş ovanın güneyin-
                  ağır yükünü vücuduna daha az ağrı verecek bir şekil-  de güzel Isparta kurulmuş.
                  de kavramak istiyordu.
                                                                Metnin türü aşağıdakilerden hangisidir?
               D) Pencerenin önündeki şişman koltuğa gayet zayıf,
                  gayet sarı, gayet ihtiyar bir kadın oturmuştu. Bahar   A)  Efsane    B)  Masal
                  ve hayata dargınmış gibi arkasını dışarıya çevirmişti.   C)  Destan   D) Hikâye
                  Sönmüş gözleri köşelerdeki gölgelere karışıyordu.








                                                            9.   Geyiğin biri ormanda geziniyormuş. Çok susamış,
                                                                derenin başına gitmiş. Suya başını daldırınca bir de
                                                                ne görsün? Boynuzları çok gösterişli, bacakları ise
                                                                incecik bir geyikmiş. Koca koca boynuzları hoşu-
                                                                na gitmiş ama bacaklarını hiç mi hiç beğenmemiş.
                                                                Geyik, boynuzları ile böbürlenip bacaklarıyla yeri-
                                                                nirken arkasında bir kaplan belirmiş. Kaplan geyi-
           7.   Gılgamış genç bir kralken, vahşi bir boğa kadar   ği parçalamak için atılmış. Geyik bu ya, o incecik
               hırslı ve korku saçan bir kişiydi. Üstün bir güreşçi   bacaklarıyla hızla koşup uzaklaşmış. Uzaklaşmış
               ve  savaşçıydı. Korku  nedir bilmezdi.  Geleneklere   ama boynuzları bir dala takılınca olduğu yerde
               saygısı yoktu. Kutsal davulu istediği gibi kullanırdı.   kalakalmış. Kaplan da yetişip hemen onu yakala-
               Başkalarına zarar verip onları incitse de her istedi-  mış. Beğenmediği bacakları ona iyilik ederken çok
               ğini yapardı. Davranışlarının arkadaşlarını rahat-  güvendiği boynuzları kötülük etmiş.
               sız etmesi onu engellemezdi. Sonunda Uruk’taki
               soylular, Gılgamış’ın davranışlarından son derece   Aşağıdakilerden hangisi metinde yer alan kur-
               rahatsız oldular. Birbirlerine şikâyette bulundular,   gusal unsurlardan biridir?
               “Gılgamış gece gündüz inanılmaz derecede kibirli.   A)  Geyiğin bir ormanda gezinmesi
               Bizim kralımız böyle mi davranmalıydı?
                                                                B)  Geyiğin susayıp dereden su içmesi
               Bu metnin türü aşağıdakilerden hangisidir?       C)  Geyiğin boynuzlarını beğenip bacaklarını beğenme-

               A)  Masal              B)  Efsane                  mesi
               C)  Destan              D) Hikâye                D) Kaplanın geyiği avlamak için atılması


                                                         200
   195   196   197   198   199   200   201   202   203   204   205